Kral VI. Muhammed, ortak Arap eyleminin güçlendirilmesi ve bölgesel istikrarın artırılması çağrısında bulundu.

Majesteleri Kral Muhammed VI, Fas'ın Arap halklarının daha fazla güvenlik, istikrar, ilerleme ve refaha yönelik özlemlerinin gerçekleşmesine katkıda bulunacak her türlü dinamiğe katılmaya hazır olduğunu yineledi.

Cumartesi günü Irak'ın başkenti Bağdat'ta açılışı yapılan 34. Arap Zirvesi'nde konuşan Majesteleri Kral, Fas Krallığı'nın artan gıda ve enerji fiyatları, su kıtlığı ve iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine acil müdahale krizini ele almak için ortak Arap iş birliğini geliştirmeyi amaçlayan tüm girişimleri desteklediğini açıkladı.

Dışişleri, Afrika İşbirliği ve Yurt Dışındaki Faslılar Bakanı Nasser Bourita tarafından okunan konuşmada, Majesteleri Kral, “Bu önemli zirvenin gerçekleştirildiği istisnai, hassas ve zor koşullar, ortak inşaya inanan, iyi komşuluk ilkelerine bağlı kalan, devletlerin ulusal egemenliklerine ve toprak bütünlüklerine saygı duyan, içişlerine karışmaktan kaçınan ve tarihin reddettiği ve artık güncel uluslararası değişim ve gelişmeler ışığında yeri olmayan ayrılıkçı hareketleri benimseyen samimi bir siyasi iradeyi gerektiriyor.” ifadelerini kullandı.

Bu açıdan bakıldığında, Majesteleri Kral, ortak Arap eyleminin etkinliğinin ancak "yıllar önce başlatılan teşkilatımızın reform atölyelerinin, ülkelerimizin özlemlerine uygun bir biçimde, mutabakat ve uyum çerçevesinde tamamlanmasıyla" sağlanabileceğini düşünmektedir.

Majesteleri Kral, tüm Arap halkları için büyüme ve refah koşullarını sağlamak için en geniş ufukları açacak güçlü ekonomik ve ticari ortaklıklar kurmanın önemini vurguladıktan sonra, yenilenebilir enerji, yapay zeka ve modern teknolojilere yatırım yapmanın kalkınma ve daha sürdürülebilir yeşil ekonomik modellere geçiş için gerçek bir fırsat olduğunu ve Arap bölgesi halklarının yararına küresel gelişmelere katılım olduğunu belirtti.

Majesteleri, bu bağlamda, Kuzey Afrika bölgesinin, bol miktarda doğal kaynaklara ve ekonomik potansiyele sahip olmasına rağmen, Arap dünyasında ekonomik açıdan en az entegre olan ve bölge içi ticaret açısından en az dinamik bölge olmaya devam ettiğini vurguladı.

Bu durum karşısında Majesteleri Kral, "Arap Mağrip Birliği'nin, özellikle beş üye devlet arasında kişilerin, sermayenin, malların ve hizmetlerin serbest dolaşımını sağlayarak Mağrip ülkelerinin ortak kalkınmasını desteklemedeki doğal rolünü yerine getirememesinden" duyduğu üzüntüyü yineledi.

Bazı kardeş Arap ülkelerinin yaşadığı “acı ve talihsiz” koşullar ışığında, Majesteleri Kral, “Fas Krallığı, Arap coğrafyamızı etkileyen krizlere, güç ve askeri çözüm mantığından uzak, diyalog ve barışçıl girişimlerin üstünlüğünü esas alarak çözüm bulunmasına katkıda bulunmak ve anlaşmazlığı gidermek için hiçbir çabadan kaçınmamıştır ve kaçınmayacaktır.” dedi.

Bu bağlamda Majesteleri Kral, Libya'daki krizi hatırlatarak, Fas'ın kuruluşundan bu yana ülkenin siyasi rakiplerini uzlaştırmayı ve krize çözüm bulma çabalarını kolaylaştırmayı amaçlayan uluslararası ve bölgesel çabalara kararlı ve dinamik bir şekilde katıldığını söyledi.

Suriye konusunda Majesteleri, "Fas Krallığı, daha önce kardeşimiz, Ekselansları Cumhurbaşkanı Ahmed El-Şara'a'ya gönderdiğimiz mektupta ifade ettiğimiz sarsılmaz tarihi konumunu, yani Suriye halkının özgürlük, güvenlik ve istikrar özlemlerini gerçekleştirmesine destek ve yardım etmek ve Suriye'nin toprak bütünlüğünü ve ulusal egemenliğini korumak konusundaki konumunu bir kez daha teyit etmektedir." dedi.

Majesteleri Kral bu vesileyle, "Suriye'deki kardeşlerimize karşı bu duruşun bir örneği olarak ve bu ümit verici yolu desteklemek amacıyla Fas Krallığı, 2012 yılında kapatılan Şam'daki büyükelçiliğini yeniden açmaya karar vermiştir." dedi. Majesteleri, bunun "iki ülke ve iki kardeş halk arasındaki tarihi ikili ilişkilere daha geniş ufuklar açılmasına" katkıda bulunacağını kaydetti.

Buna paralel olarak Majesteleri Kral, Fas'ın da Yemen, Sudan ve Lübnan gibi bazı Arap ülkelerinde yaşanan tehlikeli gelişmeleri derin bir endişeyle izlediğini belirtti. Majesteleri, Fas'ın, bu Arap ülkelerinde istikrar ve barışa giden siyasi süreci ilerletmeyi, anlaşmazlık ve çatışmaların barışçıl ve diplomatik yollarla üstesinden gelmeyi ve kardeş Arap ülkelerinin ulusal egemenliğini ve toprak bütünlüğünü korumayı amaçlayan tüm çabalara ve gayretlere olan bağlılığını ve desteğini teyit etti.