Fas Sahrası: Eski Japonya Büyükelçisi Takashi Shinozuka Birleşik Krallık'ın Yeni Pozisyonunu Memnuniyetle Karşıladı

Eski Japonya Büyükelçisi Takashi Shinozuka, Birleşik Krallık'ın Fas egemenliği altında Fas özerklik planı lehine aldığı yeni pozisyonu memnuniyetle karşıladı ve bunu Majesteleri Kral Muhammed VI liderliğinde izlenen "uzun vadeli politikanın" sonucu olarak gördü.

"Birleşik Krallık'ın gerçek durumu hesaba katan ilgili bir seçim yaptığına dair son duyuruyu memnuniyetle karşılamak istiyorum" dedi Bay Shinozuka, Fas Sahrası'ndaki bölgesel anlaşmazlığa kesin bir çözüm elde etmek için Fas özerklik planını "en güvenilir, uygulanabilir ve pragmatik temel" olarak görme kararına ilişkin yorumunu MAP'a yaptı.

Japon diplomat, Fas-İngiliz ilişkilerinin güçlendirilmesinin bir parçası olan bu duyurunun, "Majesteleri Kral Muhammed VI liderliğinde izlenen uzun vadeli politikanın meyvesini verdiğini gösterdiğini" vurguladı. Bu duruşla Birleşik Krallık'ın, 2020'de ABD'nin ve 2024'te Fransa'nın ardından "Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin üçüncü daimi üyesi" ve Fas özerklik planını destekleyen "G7'nin önde gelen üyelerinden biri" haline geldiğini ekledi.

Bay Shinozuka, Japonya ile Birleşik Krallık arasındaki tarihi bağları vurgularken, bu gelişmeden duyduğu özel memnuniyeti dile getirdi.

"Japonya için Birleşik Krallık çok özel bir ülkedir" dedi ve "Japonya veya Fas gibi uzun bir tarihe sahip bir hanedanı olan bir ülke" ve "zor zamanlarda müttefikimiz olan bir ülke" ifadesini kullandı.

Eski büyükelçi, Londra'nın "İngiliz Milletler Topluluğu lideri" olarak Fas ulusal davası konusunda "bu toplumun belirli üyeleri üzerinde üretken bir etki yaratabileceği" umudunu dile getirdi.

İngiltere Dışişleri, Milletler Topluluğu ve Kalkınma İşleri Bakanı David Lammy ve Dışişleri, Afrika İşbirliği ve Yurtdışındaki Faslılar Bakanı Nasser Bourita tarafından Pazar günü Rabat'ta imzalanan ortak bir bildiride, Birleşik Krallık Fas özerklik planını "bölgesel anlaşmazlığı çözmek için en güvenilir, uygulanabilir ve pragmatik temel" olarak değerlendirdi ve bu pozisyona uygun olarak ikili, bölgesel ve uluslararası alanda hareket etmeyi amaçladı.