X

Bizi Facebook'ta Takip Edin

De Mistura: Önümüzdeki üç ay Sahra meselesinin geleceği açısından kritik önem taşıyor.

Perşembe 17 Nisan 2025 - 09:41
De Mistura: Önümüzdeki üç ay Sahra meselesinin geleceği açısından kritik önem taşıyor.

Sahra sorunu uluslararası alanda ilgi görmeye devam ediyor. BM Genel Sekreteri'nin Sahra Özel Temsilcisi Staffan de Mistura, 14 Nisan 2025 Pazartesi günü Güvenlik Konseyi'ne verdiği brifingde, önümüzdeki üç ayın bu bölgesel çatışmanın geleceği açısından belirleyici olacağını vurguladı. Bu değerlendirme, veto yetkisine sahip olanlar da dahil olmak üzere Konsey'in etkili üyelerinden bazılarının yenilenen kararlılığı ortasında geldi ve bölgenin en uzun süredir devam eden çatışmalarından birini sona erdirecek siyasi bir çözüme dair umutları artırdı.

Diplomatik çabalar için bir test dönemi

De Mistura, kapalı kapılar ardında yaptığı konuşmada, önümüzdeki çeyreğin yalnızca diplomatik çabaların güvenilirliği açısından değil, aynı zamanda gerçek bir bölgesel gerginliğin azaltılması olasılığı açısından da bir "sınama dönemi" teşkil ettiğini kaydetti. "Önümüzdeki üç ayın, etkili ülkelerin daha fazla dahil olması durumunda, bölgesel sükunetin pekiştirilmesi için bir fırsat sunacağına inanıyorum" dedi.

Ekim ayındaki oturumun, bazı çatışma yollarının o tarihe kadar değiştirilebilmesi halinde belirleyici bir tarih olacağını vurgulayan Pompeo, BM Genel Sekreteri ile paylaştığı kararlılığı dile getirdi.

ABD'nin özyönetime açık desteği

De Mistura, ABD'nin Sahra topraklarında "gerçek özyönetim" desteğini vurgulayarak, bunu, Fas'ı 2007'deki özerklik teklifinin ayrıntılarını netleştirmeye zorlama çabalarının bir uzantısı olarak gördüğünü belirtti. Bu, bugüne kadar sunulan tek yapılandırılmış teklif olmaya devam ediyor. ABD'nin bu tutumu, Fas'ın egemenliğini korurken bölgeye geniş yetkiler tanıyan siyasi bir çözüme yönelik artan desteği yansıtıyor.

Umut verici diplomatik gelişmeler

BM temsilcisi, olumlu sonuçları olan iki son diplomatik gelişmeye dikkat çekti. Washington, ilk olarak 8 Nisan'da Fas Dışişleri Bakanı Nasser Bourita'yı ağırladı ve Bourita burada ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile bir araya geldi. Rubio, Trump yönetiminin Aralık 2020'de Fas'ın Batı Sahra üzerindeki egemenliğini tanımasına dikkat çekerek, ülkesinin karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözüme desteğini teyit etti. İkincisi, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot, Cumhurbaşkanı Abdelmadjid Tebbun ile Emmanuel Macron arasındaki telefon görüşmesinin ardından 6 Nisan'da Cezayir'i ziyaret etti. Sahra sorunu açıkça gündeme gelmese de de Mistura, bu toplantının bölgesel iklimin iyileştirilmesine katkıda bulunabileceğine inanıyor.

Cezayir ve Fas arasında devam eden gerginlik

De Mistura, tüm bu olumlu gelişmelere rağmen şunları dile getirdi: Fas-Cezayir ilişkilerindeki durgunluğun sürmesinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Aksine, iki ülke arasındaki normalleşmenin bir "ön koşul" olduğunu göstererek daha da kötüleşti. Bölgesel tırmanışın önüne geçmek için. Devam eden gerginliğe ve ikili diyaloğun eksikliğine işaret etti. Sınırların kapatılması ve her iki tarafta silahlanmanın artırılması bölgedeki istikrarı tehdit ediyor.

Washington'un mesajları: Güçlü destek ve doğrudan katılım

De Mistura, brifingini Washington'daki son istişarelerinde aldığı üç temel mesaja işaret ederek sonlandırdı: Özerkliğin "gerçek" olması gerekliliği, taraflar arasında müzakereli bir çözüme ulaşmanın önemi ve siyasi bir çözümün müzakere edilmesi gerekliliği. ABD, kabul edilebilir bir anlaşmaya varmak için doğrudan angajman sözü verdi.

Bu taahhüdün Güvenlik Konseyi kararlarına saygı gösterilerek teyit edilmesi halinde Birleşmiş Milletler'in bu sürecin etkin bir destekçisi olacağını vurguladı.

Tarihi bir fırsat mı, yoksa yeni bir meydan okuma mı?

De Mistura'nın brifingi, Batı Sahra sorununa siyasi çözüm kapısını açabilecek artan diplomatik ivmeyi ortaya koyuyor. Özellikle ABD gibi büyük güçlerin desteğiyle. Ancak Cezayir ile Fas arasında devam eden gerginlik, bölgesel sükûnete ulaşmanın önünde önemli bir engel teşkil etmeye devam ediyor. Önümüzdeki aylar, bu çabaların uzun zamandır beklenen atılıma yol açıp açmayacağını belirlemek açısından kritik öneme sahip olacak. Yoksa bölgesel zorluklar gerçek ilerlemenin önünde engel olmaya devam mı edecek?


Lire aussi