Husiler, ABD'nin anlaşmasına rağmen İsrail gemilerini hedef almaya devam edecek

ABD ile Kızıldeniz ve yakın sularda seyreden gemilere yönelik saldırıları durdurma konusunda yakın zamanda varılan bir anlaşmaya rağmen, Yemen'deki Husi hareketi İsrail gemilerinin anlaşmanın dışında kaldığını açıkladı. AFP'ye konuşan Husi siyasi bürosunda üst düzey bir isim olan Abdulmalik Alejri, deniz yollarının uluslararası trafik için güvenli olduğunu vurguladı; İsrail ile ilişkili gemiler hariç.

Alejri, ateşkesin Amerikan ve diğer uluslararası gemiler için geçerli olduğunu, ancak İsrail bağlantılı gemilerin hala hedef olarak kabul edileceğini açıkladı. Husiler, İsrail-Hamas çatışmasının patlak vermesinin ardından Kasım 2023'te İsrail ile bağlantılı gemilere saldırmaya başladı. Ocak 2024'e kadar, Yemen'e yönelik askeri saldırılara misilleme olarak kampanyalarını ABD ve İngiltere ile bağlantılı gemileri de kapsayacak şekilde genişlettiler.

Alejri'ye göre, Husiler artık yalnızca İsrail gemilerini hedef alacak ve daha önce operasyonlarını yönlendiren İsrail ile bağlantıların daha geniş yorumlarından uzaklaşacak.

Ateşkes anlaşması, İsrail'in Sana Uluslararası Havaalanı'nı kapatan ve 500 milyon dolar değerinde büyük hasara yol açan saldırılar başlatmasının ardından ortaya çıktı. Umman, hem ABD'nin hem de Husilerin birbirlerini hedef almaktan kaçınmasını ve önemli su yollarında güvenli geçişi sağlamasını taahhüt eden ateşkes için arabuluculuk yaptı.

ABD Başkanı Donald Trump, Husilerin kabul ettiğini iddia ederek gelişmeyi diplomatik bir zafer olarak selamladı. Ateşkes, ABD öncülüğündeki Husi mevzilerine yönelik bir dizi saldırının ardından geldi. Bu saldırılarda yaklaşık 300 kişi öldü ve Yemen'de "Operasyon Rough Rider" kapsamında 1.000'den fazla hedef vuruldu.

Alejri, Umman'daki son ABD-İran görüşmelerinin kolaylaştırdığı ABD ile dolaylı diyaloğun ateşkese katkıda bulunduğunu belirtti. Husilerin başlangıçta Amerikan gemilerine saldırmadığını ve misillemelerini ABD saldırganlığına bir yanıt olarak çerçevelediklerini yineledi. Husiler, İsrail'e karşı sürdürdükleri kampanyanın Filistin davasıyla dayanışmanın bir ifadesi olduğunu ısrarla savunuyor.