Stratejik ve Afrika ortaklığına doğru: Fransa ve Fas yeni bir dönemi başlatıyor

Sahra'nın tanınması, ekonomik, kültürel ve akademik işbirliği, Avrupa taahhüdü... Fransa'nın Fas Büyükelçisi Christophe Lecourtier, Kazablanka'da Afrika'ya odaklanmış, stratejik bir "reform edilmiş" Fransız-Fas ortaklığının ana hatlarını açıkladı.

16 Mayıs 2025’te, Kazablanka’daki Aïn Chock Hukuk, Ekonomi ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin amfisinde Christophe Lecourtier net bir konuşma yaptı: Fransa-Fas ilişkileri yeni bir döneme giriyor. Onun gözünde tereddüt zamanı bitmiştir. "Gri tonlarında oynamayı bıraktık. "Açıklığı ve dürüstlüğü seçtik," diye ilan etti, Fransa'nın Fas'ın Sahra üzerindeki egemenliğini resmen tanımasına atıfta bulunarak, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından 30 Temmuz 2024'te yürürlüğe konuldu.

Siyasi tanınma... ve somut tanınma

Bu diplomatik dönüşüm sadece sözle sınırlı kalmadı. Bu, 2024 yılında cumhurbaşkanının ziyareti sırasında imzalanan 40'tan fazla anlaşma, AFD'nin güney illerine 150 milyon avroluk taahhütte bulunması ve Dakhla ve Laayoune'de Fransız kültür merkezlerinin inşa edilmesiyle gerçekleşti. Lise öğrencileri, Fransa'nın desteklediği kurumlarda lisans sınavlarına girecek, vatandaşlar ise vizelerini yerel olarak alabilecek.

Büyükelçi, "Bunlar sembolik hareketler değil, bir stratejidir" diye ısrar ediyor. Fas bugün 3 milyar avro tutarındaki ödenmemiş kredisiyle AFD'nin önde gelen küresel ortağı konumundadır ve Fransız şirketleri su, altyapı, tarım endüstrisi gibi temel sektörlere yatırım yapmaya teşvik edilmektedir.

Kıtasal boyutta ikili bir ilişki

Ancak ikili çerçevenin ötesinde, Christophe Lecourtier Afrika kıtasına yönelik ortak bir vizyonun savunuculuğunu yapıyor. Ona göre Fas artık sadece Avrupa'nın güney sınırı değil, aynı zamanda Batı Afrika için stratejik bir merkez konumunda olup, Sahel'in istikrarsızlığına ve dış etkilere alternatif bir model getiriyor. "Fas ile inşa ettiğimiz şey aynı zamanda Avrupalılar olarak Afrika köklerimizdir" diyor.

Bu nedenle Avrupa Birliği'ne çağrı: Fas'ın Avrupa-Akdeniz ilişkilerindeki statüsünü güçlendirmesi. Büyükelçi, "Önümüzdeki altı ila on iki ay içinde stratejik, entegre bir ortaklığın kurulması gerekiyor" diyerek uyardı: "Avrupa Güney'ini unutursa, kendi sonunu hazırlar." »

Projenin kalbinde bir topluluk

Bu yeni dinamiğin bir diğer ayağı: Bay Lecourtier'in iki kıyı arasındaki bağı korumak için "önemli bir kimlik ve kültürel kaldıraç" olarak tanımladığı Fransız-Fas toplumu. Kimlik çatışması fikrini reddediyor: "%100 Faslı ve%100 Fransız olabilirsiniz, mutlu bir şekilde." İki ülkenin yakınlaşmalarında başarılı olmasını zorunlu kılan ortak bir sadakat.

Nostaljik bir dönüş değil, stratejik bir ortaklık

Diplomat, sözde "altın çağa" geri dönmeye yönelik her türlü girişimi reddediyor: "Bizim kurmak istediğimiz şey, yeni bir dünyada, yeni zorluklarla karşı karşıya olan yeni bir ilişki." Ona göre, "etoburların" dünyasında - Emmanuel Macron'dan ödünç alınan bir ifadeyle - Fransa ve Fas artık birbirlerini kaybetme lüksüne sahip değil. İklim acil durumları, jeopolitik gerginlikler, göç sorunları ve ekonomik kırılmalar arasında ortaklığın yeniden kurulması tarihi bir zorunluluk olarak görünüyor.

Ve bir yemin şeklinde sonlandırmak gerekirse: "Önümüzdeki 25 yıl boyunca orada olmayı seçtik. Şimdi bunu tutmalıyız."