Trump, Afrika'ya Toplu Sürgün Tehditini Yeniliyor: Küresel Sonuçları Olan Riskli Bir Kumar

Beyaz Saray yarışı yoğunlaşırken, 2024 Cumhuriyetçi başkanlık seçimlerinde favori olan Donald Trump, büyük bir tartışmayı yeniden alevlendiriyor: göç. ABD tarihindeki en büyük sınır dışı etme kampanyasını vaat ederek, eski başkan göç sorununu kampanya söyleminin merkezine yerleştiriyor. Hedefi: Sahra altı Afrika ülkelerinden gelen birkaç milyon düzensiz göçmen.

Basit bir kampanya sloganı olmaktan çok uzak olan bu duyuru, Trump'ın maiyetinin "Amerikan egemenliğini yeniden tesis etmek" için temel olarak sunduğu yapılandırılmış bir planla birlikte geliyor. Toplu sınır dışı etme fikri Amerikan siyasi manzarasında yeni olmasa da, Trump döneminde daha radikal bir biçim aldı. Bir kargaşaya neden olan şey, söz konusu kişiler aslen bu ülkelerden olmasa bile, bu sınır dışı etmeler için olası varış noktaları olarak Afrika ülkelerinden açıkça bahsedilmesi.

Amerikan medyası, Washington'un sınır dışı edilen göçmenleri alma konusunda iş birliği yapmaları karşılığında ekonomik veya diplomatik teşvikler teklif ettiği iddia edilen belirli Afrika hükümetleriyle gizli istişarelerin varlığını bildirdi. Bu "anlaşma" mantığı çok sayıda ahlaki, yasal ve jeopolitik soruyu gündeme getiriyor.

Bu duyurular giderek artan endişelere yol açıyor. Yasal olarak, böyle bir projenin temelleri, özellikle de bireyleri doğrudan hiçbir bağlantısı olmayan üçüncü ülkelere transfer etmenin meşruiyeti konusunda belirsizliğini koruyor. Politik olarak, özellikle bu ülkelerin çoğu halihazırda ciddi ekonomik, sosyal veya güvenlik krizleri yaşadığı için, ABD'nin birkaç Afrika ülkesiyle ilişkilerini tehlikeye atabilirler.

Bazı analistler, Trump'ın uluslararası gerginlikleri artırma pahasına göçmen karşıtı söylemi seçim kaldıracı olarak kullandığına inanıyor. İnsan hakları STK'ları ise göçmenlerin istikrarsız veya düşmanca bölgelere geri dönmeye zorlanması durumunda ciddi ihlaller riski konusunda uyarıyor.

Trump'ın destekçileri, insani ve diplomatik sonuçları küçümseyerek "kanun ve düzeni" yeniden sağlama ihtiyacından bahsediyor. Ancak gerçekte, bu sınır dışı etme planı uygulanırsa, belirli Afrika ülkelerini Batı'nın istemediği göçler için çöplük haline getirebilir.

Bu 2024 kampanyasında, göç sorunu, özellikle göçmenleri Afrika'ya geri gönderme ihtimali, yakıcı bir sorun olarak ortaya çıkıyor. Küresel Güney ülkelerini ve özellikle Afrika'yı, kurallarını ve etkilerini kontrol etmedikleri, ancak bunun için yüksek bir bedel ödeyebilecekleri bir siyasi çatışmanın merkezine yerleştiriyor.