Fas, 2026 Küresel Risk Haritasında Orta Riskli Ülkeler Arasında
Uluslararası kuruluş Control Risks tarafından yayınlanan 2026 yılı yeni küresel risk haritası, Fas'ı 1'den 10'a kadar sarı renkle gösterilen "orta" risk kategorisine yerleştiriyor. 5 puanla Krallık, Amerika Birleşik Devletleri, Brezilya, Meksika, Hindistan ve Güney Afrika dahil olmak üzere birçok büyük küresel ekonomiyle aynı kategoride yer alıyor.
Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinde bu sıralama, Fas'ın nispeten istikrarlı konumunu teyit ediyor ve risk seviyesi komşularınınkinden önemli ölçüde düşük kalıyor. Cezayir, Tunus ve Mısır'ın hepsi "yüksek" risk seviyesine (7/10) sahipken, Libya'nın puanı 8. Krallık ayrıca Türkiye ve İran gibi bölgedeki diğer büyük ülkelerden daha güvenli kabul ediliyor. Puanı, Suudi Arabistan ile benzer düzeyde kalsa da, "düşük" risk kategorisinde sınıflandırılan Birleşik Arap Emirlikleri, Umman ve Katar'ın puanından biraz daha yüksek.
Karşılaştırıldığında, Fransa, İspanya ve Portekiz gibi çoğu Batı Avrupa ülkesinin yanı sıra Kanada, Avustralya ve İskandinav ülkeleri "düşük risk" kategorisinde yer alıyor. Diğer uçta ise, koyu kırmızıyla gösterilen Rusya, Sudan, Libya ve Afganistan gibi ülkeler "çok yüksek" veya "aşırı" riskli ülkeler arasında yer alıyor.
Control Risks'e göre, şirketlerin 2026 yılında protesto hareketlerindeki artışa ve artan hedefli şiddet biçimlerine özellikle dikkat etmesi gerekecek. Kurum, toplumsal hayal kırıklıklarının, yozlaşmış veya özel çıkarların etkisinde olarak algılanan hükümetlere ve aynı zamanda bağlantısız, adaletsiz veya şeffaflıktan yoksun olarak görülen şirketlere karşı yaygın bir memnuniyetsizliği körüklediğini açıklıyor.
Giderek daha fazla seferber olan sivil toplumlar, rekabet halindeki toplumsal grupları güç, ekonomik kaynaklar ve kültürel nüfuz yarışında rakip olarak görüyor. Bu dinamik, algılanan adaletsizliklerden belirli kişilerin sorumlu tutulmasına katkıda bulunuyor.
Control Risks ayrıca, dünya çapında gözlemlenen gösterilerin, beklentiler ile sosyo-ekonomik gerçeklik arasındaki uçuruma karşı artan bir sabırsızlığı yansıttığını vurguluyor. Özellikle genç protestocular, kaliteli işlerin kıtlığını, artan yaşam maliyetlerini ve ebeveynlerinin geleceğinden daha az umut verici olarak algılanan bir geleceği kınıyor.