-
16:15
-
15:30
-
15:13
-
14:45
-
14:00
-
13:15
-
11:30
-
10:44
-
10:00
Facebook’ta Bizi Takip Edin
Fas Sahrası: Fas'ın Önerilen Özerkliği Lehinde Artan Uluslararası Momentum
Bu Ekim ayında, Fas Sahrası meselesi benzeri görülmemiş bir ilgi ve uluslararası destek görüyor. Bu durum, 2007 yılında bu bölgesel anlaşmazlığa gerçekçi, ciddi ve güvenilir bir çözüm olarak sunulan Fas özerklik girişimine yönelik açık desteğin artmasıyla belirginleşiyor.
Uluslararası pozisyonlardaki bu kademeli değişim, tesadüfün bir sonucu değil, siyasi gerçekçiliğe, ulusal egemenliğe saygıya ve uzlaşı arayışına dayanan tutarlı bir Fas diplomatik stratejisinin parçasıdır. Özerklik girişimi artık Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarının merkezinde yer alıyor ve bu kararlarda sıklıkla "ciddi ve güvenilir" olarak nitelendiriliyor. Bu terminoloji, BM'nin çatışmaya ilişkin yorumunda bir paradigma değişikliğini yansıtıyor.
Buna, çok sayıda yabancı başkentin Laayoune ve Dakhla şehirlerinde diplomatik temsilcilikler açması da ekleniyor. Bu, Fas'ın güney eyaletleri üzerindeki egemenliğini dolaylı olarak tanıdıklarını teyit eden oldukça sembolik bir adım.
Bu uluslararası desteğin artık yalnızca tarihsel olarak Fas'a yakın olan Afrika ve Arap ülkeleriyle sınırlı kalmadığı, Avrupa, Latin Amerika, Karayipler ve hatta Asya'daki devletleri de kapsadığı dikkat çekici. En önemli dönüm noktası, ABD'nin Aralık 2020'de Fas'ın Sahra üzerindeki egemenliğini tanıması ve bu tutumun diğer devletlerin de benzer veya yakınsayan tutumlar benimsemesinin önünü açması.
Bu bağlam, açık bir eğilimi yansıtıyor: Sahra sorununu ele alırken siyasi gerçekçilik giderek yaygınlaşıyor. Uzun süredir belirli taraflarca körüklenen başka bir dönemin ideolojik söylemleri, bölgesel istikrara ve jeopolitik dengeye saygılı pragmatik bir çözüme ulaşma yönündeki uluslararası bir arzuya yol açıyor.
Bu anlamda, Fas özerklik girişimi uygulanabilir tek yol gibi görünüyor. Güney eyaletlerindeki halkların, Krallığın toprak bütünlüğünü korurken, gelişmiş bölgeselleşme çerçevesinde kendi işlerini özerk bir şekilde yönetmelerini garanti altına almaktadır.
Bu planın çatışmanın uygulanabilir ve sürdürülebilir bir sonucu olarak giderek daha fazla kabul görmesi, Fas'ın tutumu konusunda artan diplomatik uzlaşıyı yansıtmaktadır. Ayrıca, bölgeye yapılan büyük yatırımlar (altyapı, ekonomi, enerji ve kamu hizmetleri) Fas'ın güvenilirliğini güçlendirmekte ve Sahra topraklarının kalkınmasına olan gerçek bağlılığını göstermektedir.
Bu gelişme ışığında, Fas Sahra sorununun, kesin bir çözüm olarak özerkliğe yönelik giderek güçlenen uluslararası destekle yeni bir aşamaya girdiği açıkça ortaya çıkmaktadır. Bu durum, Fas'ın Sahra üzerindeki egemenliğinin bugün yalnızca sahada bir gerçeklik değil, aynı zamanda diplomatik ve yasal olarak giderek meşru bir konum haline geldiğini de teyit etmektedir.