Advertising

Trump ve Fed: Amerikan Ekonomisinin Bağımsızlığı Üzerine Açık Bir Mücadele

09:15
Trump ve Fed: Amerikan Ekonomisinin Bağımsızlığı Üzerine Açık Bir Mücadele
Zoom

Amerika Birleşik Devletleri'nde, ekonomik ve parasal istikrarın temel direği olarak kabul edilen Federal Rezerv'in (Fed) bağımsızlığı, kurum ile Donald Trump yönetimi arasında eşi benzeri görülmemiş bir çıkmazın merkezinde yer alıyor. Cumhuriyetçi başkan, merkez bankasının yönetim kurulunu yeniden şekillendirmek için baskı ve girişimlerini artırıyor; bu hamle, birçok uzman tarafından doların güvenilirliğine ve küresel finans piyasalarının istikrarına doğrudan bir tehdit olarak algılanıyor.

Kriz, Joe Biden tarafından atanan ve potansiyel olarak Trump'ın görüşlerine sempati duyan bir adayla değiştirilebilecek Lisa Cook'un görevden alınmasının ardından patlak verdi. Bu karar, Adriana Kugler'ın yakın zamanda istifa etmesiyle birleşince, yedi üyeli yönetim kurulunun yeniden yapılandırılmasının yolunu açarak yürütme organının daha fazla etki sahibi olmasını sağlıyor. Arka plan: Beyaz Saray'ın, sürekli enflasyona rağmen hızlı faiz indirimleri gerçekleştirme yönündeki açık arzusu.

1951'den beri Fed, faiz oranlarını belirleme konusunda resmi olarak bağımsızdır. Bu bağımsızlık, Paul Volcker'in enflasyonu dizginlemek için faiz oranlarını aniden artırmasıyla 1980'lerde pekişti. Ancak Trump ile birlikte, başkanlık ve merkez bankası arasındaki saygı geleneği yerle bir olmuş gibi görünüyor. Piyasalar şimdiden tepki vermeye başladı: Yatırımcılar, para politikasının siyasi manipülasyonundan korkarak ABD borçları için daha yüksek risk primleri talep ediyor.

Uyarılar çoğalıyor. Eski Fed Başkanı Ben Bernanke, bağımsızlığın zayıflamasının yıkıcı aşırı ısınma ve durgunluk döngülerine yol açabileceği konusunda uyardı. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde ise, "Fed güvenilirliğini kaybederse ABD para sisteminin istikrarsızlığa sürüklenebileceği" konusunda uyardı. Frédérick Ducrozet (Pictet) gibi analistlere göre, bir merkez bankasının güvenilirliği, özellikle kriz zamanlarında, en değerli varlığıdır.

Trump ve danışmanları, endişeleri "abartılı" olarak nitelendirerek yasal çerçeve dahilinde hareket ettiklerinde ısrar etseler de, eleştirmenler bu müdahalelerin tehlikeli bir değişime işaret ettiğine inanıyor. Jerome Powell'ın görev süresi 2026'da sona ererken, şu soru hâlâ ortada duruyor: Fed siyasi baskılara dayanıp bağımsızlığını koruyabilecek mi, yoksa Amerikan kurumları para politikasının Beyaz Saray tarafından belirlendiği bir döneme mi sürüklenecek?



Devamını oku